Enflasyonla mücadelede mesafe katettiklerini dile getiren Şimşek, ocak ayı verisinin ne enflasyonla mücadeleye ilişkin kurgularını ne de beklentilerini bozduğunu söyledi.

Şimşek, vatandaşların hayat pahalılığı şikayetinde haklı olduğuna dikkati çekerek, "Çünkü enflasyon çok adaletsiz bir vergi gibidir. Özellikle sabit ve dar gelirlileri vurur. Gelir dağılımını bozar. Onun için enflasyon makroekonomik olarak baktığınız zaman en büyük bir kötülüktür. Mutlaka enflasyonla mücadele edilmelidir. Enflasyonla ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Vatandaşımız müsterih olsun. Köklü çözüm peşindeyiz." diye konuştu.

Vatandaşların da enflasyonun düşeceğine inanmaya başladığını bildiren Şimşek, "Para, maliye ve gelirler politikaları, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar, arz yönlü politikalar, bütün güçlü bu politika çerçevesiyle enflasyonu bu sene yüzde 42'den yüzde 24 civarına düşüreceğiz. Vatandaşımız da bunu gördükçe beklentilerini iyileştirecek." ifadelerini kullandı.

Sorunları köklü şekilde çözmeye odaklandıklarını aktaran Şimşek, "Cumhurbaşkanı'mızın çok güçlü desteği var. Cumhurbaşkanı'mız vatandaşımızın hayat pahalılığı sorununu çok ciddiye alıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu senenin ilk yarısında tüzel kişilere ilişkin KKM programına son vereceğiz"

Kur korumalı mevduattan (KKM) çıkış konusunda kararlı olduklarına işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ağustos 2023'te 3,4 trilyon liraya çıkan KKM, şu anda 1 trilyon liranın altına indi. Dolar cinsinden 144 milyar dolardan 30 milyar doların altına indi. Bunun üçte birinden az bir kısmı şirketlerin yani tüzel kişilerin. Geriye kalanı gerçek kişilerin. Merkez Bankamızın bize verdiği perspektifi baz alırsak muhtemelen bu senenin ilk yarısında tüzel kişilere ilişkin bu programa son vereceğiz. Büyük ihtimalle bireyler açısından da yine bu sene içerisinde bitireceğiz. KKM'yi cazip olmaktan çıkarttık. KKM, 76 haftadır kesintisiz şekilde düşüyor. İstense bugün dahi adım atılabilir ama yumuşak geçişi tercih ettik. Peyderpey bu adımları atacağız."

"Türkiye'ye karşı özel korumacılık tedbirlerinin geliştirileceğine inanmıyorum"

ABD'de Donald Trump'ın başkanlık döneminin başlamasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Şimşek, ABD yeni yönetiminin bazı uygulamalarının belirsizlik ve tedirginlik yarattığına işaret etti.

Şimşek, Türkiye açısından doğrudan risklerin çok düşük, neredeyse yok denilecek kadar olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin ABD ile serbest ticaret anlaşması olmadığını belirtti.

ABD'nin gümrük tarifelerini artırmasının dolaylı etkileri olabileceğini dile getiren Şimşek, "Şu ana kadar Çin'e karşı açıklanan tarife artışı çok dramatik değil. Büyük sonuçlar doğuracak boyutta değil. Geriye ne kalıyor? Siyasi mülahazalarla atılacak adımlar kalıyor. Cumhurbaşkanı'mızla ABD Başkanı'nın diyaloğu ve ilişkileri iyi. Türkiye'ye karşı ticarette özel korumacılık tedbirlerinin geliştirileceğine inanmıyorum. Suriye konusunda birtakım hassasiyetlerimiz var. Şu ana kadar gelen mesajlar nispeten yapıcı. O konuda da biz umutluyuz." dedi.